Haber

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar: Türkiye’nin garantörü ve Türk askerinin varlığı Kıbrıs için önemli

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Filistin ve Gazze’de yaşananlardan büyük üzüntü duyuyoruz. Bu yine bir derstir. Benzer olayların Kıbrıs’ta yaşanmaması için Türkiye Cumhuriyeti garantörlüğü devreye giriyor” dedi. Türk ordusunun varlığının devam etmesi gerektiğini ve sadece “Böyle bir anlaşmanın iki devlet temelinde sağlanabileceğini bir kez daha paylaşıyorum” dedi.

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bir dizi ziyaret ve program için gece saatlerinde hava yoluyla Trabzon’a geldi. Tatar, ilk olarak Trabzon Valiliği’ni ziyaret ederek Vali Aziz Yıldırım ve Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Atilla Ataman ile görüştü. Toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Barış Harekatı’nın bir dönüm noktası olduğunu belirterek, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Doğu Akdeniz’de bağımsız bir Türk devletidir. Verilen destek elbette önemlidir” dedi. Bu çabamızda Türkiye Cumhuriyeti’nin bize verdiği önem çok önemlidir.Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanıtımı için her fırsatta uluslararası topluma yaptığı öneri ve çağrılar bizim için çok değerlidir. Anayasal ismimizle Türk Devletleri Teşkilatı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni güçlendirmiştir.Kuzey Kıbrıs Türk CumhuriyetiKıbrıs Türk halkı, Cumhuriyet temelinde egemenlik hakkına sahiptir.Kıbrıs’ın fethi ile başlayan tarihi süreç 1571’de Osmanlı İmparatorluğu’na, 1878’de ise İngiltere’ye kiralanmasına yani 300 yılı aşkın kesintisiz Osmanlı yönetiminin ardından İngiliz sömürge yönetiminde ne yazık ki Kıbrıs’ta dengeler aleyhimize işledi. Çünkü oradaki Türk nüfusu yavaş yavaş Anadolu’ya dönerken, oradaki Rum nüfusu yüzbinlerden 450 bine çıktı. Güya Kıbrıs’ın bir Yunan adası olduğu algısı yaratılmaya çalışıldı. 1950’li yıllarda Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı için verilen mücadeleler, ancak Kıbrıs Türk halkının direnişi ve özellikle Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun çabalarıyla Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuş, Kıbrıs halkı Kıbrıs eşit kurucu ortak oldu ve Türkiye Cumhuriyeti garantör ülke oldu. Onun yerini alması elbette bir dönüm noktasıydı. Ne yazık ki 1963 yılında kanlı Noel ve vahşi saldırılarla Kıbrıs Türk halkını adadan yok etmek için her türlü katliam yapıldı. Türk milleti buna karşı kendi direncini gösterebildi. 1974 yılına kadar direndikten sonra 20 Temmuz 1974’teki Kıbrıs Barış Harekatı ile yeni bir dönüm noktası yaşandı. 2024 yılında 50. yılını kutlayacağımız Kıbrıs Barış Harekatı elbette Kıbrıs Türk tarihinde çok önemli bir dönüm noktasıydı. . Bundan sonraki süreçte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurumsal yapısının güçlendirilmesi ve devlet olarak bağımsızlık, özgürlük ve hürriyet mücadelesinde oradaki ekonomik yapının güçlendirilmesi elbette çok değerlidir. Türkiye ile iş birliğimiz, gerek devletten devlete ekonomik ve mali iş birliği protokolleri, turizm sektöründeki gelişmeler, öğrenci akışı, tarımsal faaliyetler ve su projeleri, Ar-Ge çalışmaları ve bilim adası olma çabalarımız yerimizi güçlendirecektir. Trabzon’dan aramak istiyorum. Çünkü Trabzon’un Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için ayrı bir yeri vardır. “1974’ten sonra oraya gidip yerleşen ve şu anda sayıları 30 binin üzerinde olan vatandaşlarımız bu bölgeye yerleşmiştir” dedi.

“Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin sessizliği bir kez daha tüm dünyanın bu insanlık trajedisini yaşamasına neden olmuştur.”

Filistin ve Gazze’de yaşananları büyük bir alarmla izlediklerini belirten Tatar, “Tüm Türkiye’nin yanı sıra Kıbrıs halkına da pek de uzak olmayan bir coğrafyada bu katliamın hâlâ devam etmesinden derin üzüntü duyuyoruz. Dünyada farklı dengelerin nasıl devam ettiğini hayretle izliyoruz.Böyle bir katliama seyirci kalmanın, onbinlerce çocuğun bu şekilde katledilmesinin hiçbir açıklaması olamaz.Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bu konudaki kararsızlığının, müdahale edememesi, seyirci kalması insanlık adına bu trajediyi bir kez daha tüm dünyanın yaşamasına neden olmuştur. Ancak Kıbrıs gerçeğine baktığımızda 1960’lı yıllarda da benzer durumlar yaşanmıştır. O dönemde İngiltere’nin iki egemen üssü vardı. Kıbrıs’ta bize karşı yapılan vahşi saldırılara karşı Kıbrıs’ta garantör ülke olarak müdahalesi beklenirken müdahale etmedi, Birleşmiş Milletler seyirci kaldı ve binlerce kardeşimiz öldürüldü. Kıbrıs’ta katliama yol açan olayları unutmamız mümkün değil. Kıbrıs Türk halkı olarak bundan aldığımız ders; Barış ve huzurun istikrarı olarak 1974 yılında Kıbrıs’a gelen Türk askerinin varlığının mutlak surette devam etmesi ve Türkiye’nin garantörlüğünde iki devlet yapısının daha bulunması çok kıymetlidir. Çünkü şu anda Güney Kıbrıs’ın zihniyeti kuzeyi ve güneyi federal bir çatı altında birleştirip Avrupa Birliği’ne girmektir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği’nde olmadığından bir süre sonra Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs’tan çekilir, onlara göre çağ dışı kaldığı için garantörlüğü sona erer ve Kıbrıs Türk halkı yalnız kalır. Elbette bu sonumuzun başlangıcı olacaktır. Filistin ve Gazze’de yaşananlar bizi çok üzdü. Bu yine bir derstir. “Kıbrıs’ta benzer olayların yaşanmaması için Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğünün, Türk ordusunun varlığının devamının ve Kıbrıs’ta iki devlet temelinde anlaşma ihtimalinin olduğunu bir kez daha paylaşıyorum.” . – TRABZON

oguzeliajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu